Bu hafta Hindistan’ın yüksek mahkemesi, kriptopara tabanlı servis veren veya bunlara destek veren ülkedeki bankaları ve diğer denetim altındaki borç verenleri rezerv bankası tarafından yasaklayıcı hüküm verdi.
Nisan ayında, Hindistan Rezerv Bankası, ülkedeki bankaların 3 ay boyunca kriptoparalar ile işlem yapmasını yasakladı. Yargıtay, merkez bankası çalışanlarının izledikleri herhangi bir kılavuzun olmadığını; blockchain ve kriptoparalar üzerine bir araştırma yapmadıklarını kabul etse de Hindistan Rezerv Bankası’nın yasağını destekledi.
Bununla birlikte, ekonomiden nakit parayı kaldırıp tüm para birimini dijitalleştirme ile dünyanın en büyük IT projesini gerçekleştiren Hintli mercilerinin elinden kriptoparalar alınmış oldu.
Aynı zamanda, Hindistan para birimi Rupi; Amerikan doları karşısında gelişen ülkeler para birimleri arasında en kötü performans gösterenlerden oldu.
Hindistan, ekonomik düzenlemeler konusunda Çin’i nasıl izliyor?
Herhangi bir sektörde en umut vadeden piyasalar toplam nüfusları dünya nüfusunun çeyreğinden fazla olan Hindistan ve Çin olarak görünüyor.
Çin’in bütün kriptoparaları yasakladığını ve sektörü dışarıdan izleyerek takip ettiğini biliyoruz. Yurtdışına para çıkaran vatandaşlarının sermayeleri üzerindeki kontrol etme yetkisi biliniyor. Bu sebeple, borsadaki tüm alım ve satım işlemlerine doğrudan müdahale etme yetkisine sahip hükümete karşı vatandaşlar kriptoparaları Komünist Parti’nin kurallarına karşı çıkmak için bir araç olarak görüyor.
Hindistan ise bu zamana kadar aynı şekilde görülmüyordu. Fakat, şu anki manzarada Hindistan’ın ekonomiye karşı ağır duruşu Çin’inkini geçmiş görünüyor.
Tüm ülkede kullanımını yasakladığı halde, Çin’in dünyanın en büyük kriptopara madencisi olması şaşırtıcı değil. Çin hükümeti, madencilik yaparken aynı zamanda dijital Renminbi (RMB) para birimini ülke çapında güçlendirmeye çalışan firmaların fikri mülkiyetinden yararlanıyor.
Hindistan Kendi Dijital Para Birimini Yapmayı Düşünüyor
Ekonomik durumunu son yüzyılda düzenlenmesini bürokrasi yüzünden engelleyen Hindistan, yakın zamandaki ekonomik büyümesinde bir gelişme var.
Banka ile ilişkisi olmayan 250 milyon insanla başa çıkabilmek ve ülkedeki kara borsayı kırabilmek oldukça zor. Bu sebepten hükümet dünyada bir ilk olan tüm ekonomiyi dijitalleştirme yoluna gitti. Böylece ülkedeki tüm nakdi tek seferde yok edebilecekler.
Bu büyük proje için tüm vatandaşların parasını, kimliğini ve sosyal güvenliğini bir karta aktaracaklar. İçinde retina ve parmak izlerinin bulunacağı bu kart için Aadhaar ismini verdikleri biyometrik takip sistemi geliştirdiler.
Aadhaar kartına, kişinin tüm hareketleri işlenecek ve uçuşlardan tren biletlerine, telefon numarası ve hayat sigortasına kadar işlemleri ve bilgileri takip altında olacak. Ağustos’tan itibaren hükümetin vergi departmanı sosyal medya hesaplarından Facebook ve Instagram bilgilerine kadar vatandaşların yaşam tarzlarını vergi ödemeleri ile karşılaştıracak böylece vergi kaçırmalarını önlemeye çalışacaklar.
Çin, çoktan bu tarz bir nakitsiz ekonomi sistemini uygulamaya başladı. WeChatpay ve Alipay gibi mobil ödeme uygulamaları ile işlemleri sürdürüyorlar.
Mobil ödeme konusunda dünya liderleri arasında olan Çin, yol üstü kahvaltı noktalarından yemek yemekten, fatura ödemeye, internetten yemek sipariş etmeye ve kredi hesaplarını kontrol etmek gibi her türlü işlemi sadece cep telefonu üzerinden hallediyor. Cep telefonu ödemeleri sadece 2016 yılında 5 Trilyon $’ı buldu, bu rakamın da 2015’in iki katı olduğu görülüyor.
Sonuç Olarak..
Hindistan’ın Aadhaar kartı, kriptoparaların bir benzeri ve bariz şekilde hükümet bu devasa projeye karşı olan tehditlere karşı savunmada. Geçmiş on yılda en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer alsa da, çok iyi bir nüfus dağılımı ve genç popülasyonu ile Hindistan hala yoksullukla, etkisiz çalışmalarla ve beyin göçü ile yüzleşiyor.
Hindistan gelişmekte olan ülke ekonomisinden çıkmaya çalışırken milyonlarca beyin göçü ile verdiği çok yetenekli mühendis ve IT mezunlarının ülkeye geri kazandırıp dengeli ve sağlıklı bir ekonomiye sahip olmalı.
Kaynak: currencytimes